Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nden Yağmur Uzunırmak’ın “Yeni Nesil Çeteler” araştırmasına göre; İstanbul’da son dönemde ortaya çıkan çeteler herhangi bir siyasal ideolojiyle, etnik veya dinsel grupla tam olarak tutarlı bir ilişki kurmazken, daha çok yoksulluk, dışlanmışlık, düşük sosyal mobilite gibi ortak örüntülerin olduğu alanlarda ortaya çıkıyor.
Uzunırmak araştırma için “Kullanılan seçim verileri, çetelerin ideolojik, etnik veya dinsel bir aidiyeti olduğunu iddia etmek için değil, çetelerin ortaya çıktığı mahallelerin sosyal ve ekonomik koşullarını anlamak için analitik bir araç olarak kullanılmıştır” diyor.
Enstitüye göre bulgular, çocukların eğitim başarısının yalnızca bireysel yetenek veya tercih ile açıklanamayacağını, ebeveynlerin eğitim seviyesi ve hane içi kaynakların kritik bir belirleyici olduğunu göstermekte. Dolayısıyla toplumsal eşitsizlikler, ülkede daha çocukluk aşamasında eğitim sistemi ve aile yapısı üzerinden yeniden üretilmekte.
KİLİT NOKTA:DÜŞÜK EKONOMİK ENTEGRASYON,DÜŞÜK EĞİTİM SEVİYESİ
Analizler, ekonomik entegrasyon seviyesi düşük bireylerin aynı zamanda düşük eğitim düzeyine sahip olduğunu ve belirli siyasi partilere oy verme eğilimlerinin daha yüksek olduğunu göstermekte.
Mahalle bazlı sandık verileri incelendiğinde, çete faaliyetlerinin yoğunlaştığı bölgelerin, sosyo-ekonomik entegrasyon seviyesi düşük nüfusun ağırlıkta olduğu ve bu nüfusun destek verdiği siyasi partilerin İstanbul ortalamasının belirgin şekilde üzerinde oy aldığı alanlar olduğu görülmekte.
Veriler, çete faaliyetlerinin yoğun olduğu bölgelerde ekonomik entegrasyon düzeyinin düşük olduğunu, düşük eğitim seviyelerinin, sınırlı sosyal hareketliliğin ve temel hizmetlere erişimdeki eşitsizliklerin bu alanlarda daha yoğun biçimde yaşandığını işaret etmekte.
Verilere göre, özellikle gençler arasında çete faaliyetlerinin sosyoekonomik durumla doğrudan ilintisi varken 2011 seçimlerinden bu yana AKP’nin seçimleri kazandığı ilçelerde çete faaliyetleri düşmek yerine İstanbul genelinin en az 5–6 puan üzerinde gerçekleşiyor.
Enstitüye göre; “yeni nesil çeteler” meselenin daha sağlıklı anlaşılabilmesi için daha fazla anket çalışmasına ve mikroveriye ihtiyaç var. Ancak mevcut gözlemler ve veriler, devletin özellikle bu mahallelerde yaşayan vatandaşlara kaliteli eğitim, güçlü sosyal hizmetler ve güvenli yaşam koşulları sunma konusunda yeterince etkili olamadığını gösteriyor.
Başka bir ifadeyle, devlet bu bölgelerde, dezavantajlı şartların içerisine doğan bir çocuğun İstanbul’un daha iyi durumdaki mahallelerinde büyüyen ve aynı gayreti sarf eden akranlarıyla benzer ekonomik, sosyal ve kültürel kazanımlar elde edebileceği bir fırsat iklimi oluşturmakta yetersiz kalmakta.
Yağmur Uzunırmak, 1960’lardan itibaren süren yoğun köyden kente göç ve devletin tüm bölgelere eşit düzeyde hizmet götürememesinin, İstanbul’un çeperlerinde nesiller boyu kötü yaşam koşullarının birikmesine yol açtığını belirterek “Bugün ortaya çıkan yeni yeraltı dünyasının bu mahallelerde doğması, tamamen bu yapısal süreçlerin doğal bir sonucudur. Bu gidişata müdahale edilmemesi Türkiye’nin de söz konusu süreçleri deneyimlemesine sebep olabilir” dedi.










