Gündemi sarsan Tümamiral Cihat Yaycı’nın istifası sonrasında AKP’li Mehmet Metiner sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak Yaycı ile görüştüğünü ve Yaycı’nın kendisine “İstifamın Sn.Cumhurbaşkanına tepki ile alakası yokur.Kendisine sadakatim hayatımın sonuna kadar devam edecektir” dediğini iddia etmişti.
Metiner’i bu paylaşımı tartışmaları da beraberinde getirirken Cihat Yaycı’nın istifa dilekçesi ortaya çıktı.
veryansıntv.com’un haberine göre Yaycı, dilekçesinde ‘Bugün geldiğim noktada görev verilmeyen, adeta kumpas kurularak yalan ve iftiralar neticesinde görevden uzaklaştırılmış bir Amiral olarak mesleğimi icra edemeyeceğim açıktır’ ifadelerini kullandı.
Sosyal medyaya düşen dilekçede Yaycı, emre alınma konusunun Deniz Kuvvetleri Komutanının bilgisi dışında olduğunu ifade etti.
Yaycı dilekçesinde, “Bilâsebep ve mesnetten yoksun olduğunu düşündüğüm (Fetövari kumpasları çağrıştırırcasına) gerekçelerle emre alınmanın yanı sıra, apar topar ayrılışımın yapılmasının emredilmesi onurumu ziyadesi ile örselemiştir” diyen Yaycı, “Esasen herhangi bir göreve atanmış olsaydım görevi bir an dahi tartışmaz ve ifa ederdim. Ama durum öyle değildir. Alenen boşa çıkarılmış, onuru örselenen bir amiral durumuna düşürülmek istenmekteyim. Bunu kabul etmem mümkün değildir. Benim karakterim ve Türklük gururum buna imkân vermez” ifadelerini kullandı.
İşte Cihat Yaycı’nın istifa dilekçesi:
“15 Mayıs 2020 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımızın yüksek tasdiki ile gururla icra ettiğim Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı görevinden Genelkurmay Başkanlığı emrine Kuvvet Komutanımın haberi olmaksızın atandığımı 16 Mayıs 2020 gece saat 03.00’da öğrendim.
MSB’nin atama tebliğ mesajı ile de “ilk mesai günü olan (esasen idari tatil ve sokağa çıkma yasağının olduğu) 18 Mayıs 2020’de Deniz Kuvvetlerinden derhal ayrılışımın ve Genelkurmay Başkanlığına katılışımın yapılması” emredilmiştir. Bilâsebep ve mesnetten yoksun olduğunu düşündüğüm (Fetövari kumpasları çağrıştırırcasına) gerekçelerle emre alınmanın yanı sıra, apar topar ayrılışımın yapılmasının emredilmesi onurumu ziyadesi ile örselemiştir.
Elbette bir asker olarak atama bir emirdir ve emre uymakla mükellefim. Ancak emre alınma ataması ile 32 yıldır büyük bir aşk ve heyecan ile icra ettiğim meslek hayatımda ilk defa asli görevi olmayan bir subay, bir amiral konumu ile karşı karşıya bırakılmış oldum. Esasen herhangi bir göreve atanmış olsaydım görevi bir an dahi tartışmaz ve ifa ederdim. Ama durum öyle değildir. Alenen boşa çıkarılmış, onuru örselenen bir amiral durumuna düşürülmek istenmekteyim. Bunu kabul etmem mümkün değildir. Benim karakterim ve Türklük gururum buna imkân vermez.
onurlu bi insanım yapması gerekeni onurunu şerefli koruyarak yapmıştır. atatürk haklı çıktı içerde ve dışarıda bedhahlar olacaktır. devletin tüm kurumları işgal edilmiş. garibim paşam ne yapsın okadar haksızlık a susacak değil ya buda bi çeşit isyan olmalı haksızlık a karşı. tabi anlayana..
Hulusi Akar,
Ergenekon bakar.
Fidan pusuda yatar.
Hepsi Erdoganin basinin altindan cikar.