Bu gün Fatih Altaylı’nın köşesinde kaleme aldığı bir yazı ile Türkiye son 20 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en yakınındaki seçim stratejistlerinden birisi olan ve aynı zamanda ANDY-AR Araştırma şirketinin de sahibi olan Faruk Acar’ın bundan böyle İYİ PARTİ’nin seçim stratejilerini geliştirecek isim olarak görevlendirildiğini öğrendi.
Tabii bu gelişme şu açıdan enteresan bir durumu da karşımıza koydu; bundan yaklaşık 1 sene önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir dönem en yakınındaki siyasi danışmanlardan birisi ve ANAR Araştırma şirketinin sahibi olan İbrahim Uslu da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan Danışmanlığı görevine getirilmişti. İbrahim Uslu’nun eşi Zeynep Karahan Uslu’nun aynı zamanda uzun yıllar AKP Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı, MKYK Üyesi olarak görev yapmış olması ise tabloyu daha da “Enteresan” bir hale getiriyordu.
Şimdi Erdoğan’a her biri 20 yıla yakın hizmet etmiş bu isimler CHP ve İYİ PARTİ’nin seçim stratejilerini belirleyecek ve muhalefet bu isimlerden kendilerine seçim kazandıracak kampanya ve stratejileri oluşturmasını bekleyecek (!)…
***
Yazımızın bundan sonraki bölümünün çok daha net anlaşılması için öncelikle şu temel tespiti yapalım:
Siyasal partilerde “Genel Başkan Danışmanlığı” son derece önemli konumlardır ve bu konumlarda yer alan kişiler aslında parti genel başkanın “Görünmez beyni” fonksiyonu gördükleri ve genel başkanlar ile son derece yakın mesai yaptıkları için için aslında parti politikalarına çoğu kişi ve tabii kamuoyu pek fark etmeden son derece önemli etkide bulunurlar.
Bu bağlamda bu tip “Danışman atamaları” öyle üzerinde durulmadan geçilecek konular değildir.
Lakin CHP’de bu danışmanlık konusu ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Genel Başkan Danışmanı” noktasındaki tercihleri oldukça enteresan bir tabloyu da beraberinde getirmekte…
***
Şimdi sizlerle tarih yapraklarını 26 Aralık 2017 tarihine götürüyoruz…
Bu tarihte devam eden mahkemeler sonucunda İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada davaya ilişkin karar verildi.
FETÖ/PYD yapılanmasının İstanbul Üniversitesi yapılanmasına yönelik yargılamada 25 BİN kez ByLock kullandığı tespit edilen Fatih Gürsul 10 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Şimdi konuyu bilmeyen okurlarımız “Arkadaş sen bize danışmanlardan bahsediyordun ne alaka FET yargılaması, ne alaka FETÖ/PDY’den ceza alan Fatih Gürsul” diyebilirler lakin iş öyle değil. Zira FETÖ/PDY’den 10 yıl 6 ay ceza alan Fatih Gürsul bizzat Kemal Kılıçdaroğlu tarafından 2016 yılında “EĞİTİM TEKNOLOJİLERİ” alanında Genel Başkan Başdanışmanı olarak görevlendirilmişti.
İşin garibi CHP bu ismin KHK ile açığa alınmasından sonra partiye aktif olarak “Danışmanlık” hizmeti vermediğini açıklasa da Fatih Gürsul’un resmi Twitter hesabında halen “CHP GENEL BAŞKAN BAŞDAN IŞMANI” unvanı bulunmakta.
***
Şimdi sizleri 1999 seçimlerine götürüyoruz…
Bu seçimlerde MHP büyük bir oy patlaması yapmış ve 2. parti olmuş sonrasında ise DSP ve ANAP ile koalisyon krumuştu. İşte MHP’nin o seçim kampanyasını yürüten isim Rasim Bölücek’ti.
Şimdi de sizleri eski MİT’çi Enver Altaylı’nın FETÖ üyeliğinden tutuklu olarak yargılandığı davanın 2018/179299 Soruşturma NO’lu iddianamesindeki bazı ifadelere götürelim.
Enver Altaylı aynen şu ifadeleri kullanıyor:
““15 Temmuz gecesi Turan Güneş’deki evimdeydim. Gece boyunca hiçbir yere çıkmadım. Hava karardıktan sonra uçakların seslerini duydum. Yine Rasim Bölücek isimli ahbabımla görüşmüştüm”
“Şüpheli Enver ALTAYLI, Rasim Bölücek ve Rasim Bölücek’in telefon rehberinde Sakir Sen ibaresi ile kayıtlı şahsın birlikte görüşme planladıkları (…), ekran görüntüsü görülen resimde yer alan mesaj içeriğinde şüpheli Enver ALTAYLI, Rasim Bölücek ve Rasim Bölücek’in telefon rehberinde Sakir Sen ibaresi ile kayıtlı şahsın ABD/New York eyaletinde görüşme planladıkları…”
“Rasim Bölücek’in telefon rehberinde FETÖ/PDY Terör Örgütü üyesi/yöneticisi olduğu değerlendirilen Sakir Sen ibaresi ile kayıtlı şahsa; Edwina’nın (Edwina Rogers) kendileri için çok önemli olduğu, ABD’de yapacakları çalışmalarda Edwina’da bulunan kar amacı gütmeyen hesapların (nonprofitcaritas) olduğu ve bu hesaplardan bir tanesini kendilerine tahsis edebileceğini, ayrıca mesajın sahibi Rasim Bölücek’in başka hesapları da hazırladığını…”
“Şüpheli Enver ALTAYLI’ nın telefon rehberinde “Bölücek Rasim (Rasim BÖLÜCEK(TCKN:33938222…)” ibaresi ile kayıtlı “19178826911” ve GSM numarası ile 1022 (bin yirmi iki) kez toplamda 2 gün 13 saat 59 dakika 22 saniye görüşme yaptığının tespit edildiği, bu görüşmelerin 767’sinin şüpheli Enver ALTAYLI’nın araması sonucu, 197’sinin ise Rasim BÖLÜCEK’in araması sonucu olduğunun tespit edildiği…”
İddianamede Rasim Bölücek ile Enver Altaylı arasındaki yakın irtibatı ortaya koyan çok daha fazla ifade var ancak bu kadarı yeterli olur kanısındayız.
Peki Rasim Bölücek’in yazımızla alakası nedir? Rasim Bölücek, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından 2011 yılında “Siyasal İletişimden Sorumlu” Genel Başkan Başdanışmanlığı görevine getirildi.
Ekmeleddin İhsanoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı yapılması sürecinde aktif rol oynadı, 2015 7 Haziran seçimlerinden sonra AKP ile CHP’nin koalisyon kurmak için yürüttüğü “İstikşafi görüşmeler” sürecinde CHP heyeti içerisinde yer aldı!
***
Şimdi sizleri 25 Mart 2021 tarihine götürüyoruz…
AKP’yi 2023 seçimlerine taşıyacak kurmay kadro yani MKYK Üyeleri bu tarihte belirlendi. Ancak AKP MKYK “Yedek” listesinde dikkat çeken bir isim bulunmaktaydı. Bu isim Ali Arif Özzeybek’ti. Ali Arif Özzeybek AKP MKYK’ya “Yedek Üye” olarak girse de bugün AKP’de oldukça etkin bir isim haline kısa sürede geldi.
Peki biz Ali Arif Özbek ismini ilk kez ne zaman duymuştuk? Kemal Kılıçdaroğlu Ali Arif Özzeybek’i 2010 yılında “Paraşütle” hiç bir örgüt tecrübesi olmadan ANAVATAN PARTİSİ Genel Başkanlığı yaparken CHP’ye “Transfer” ederek PM üyesi yapmış, yetmemiş 2015 seçimlerinde milletvekili adayı yapmış, bu da yetmemiş Özzeybek vekil seçilemeyince bu ismi 2016 yılında “SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN SORUMLU GENEL BAŞKAN BAŞDANIŞMANI” olarak görevlendirmişti.
2019 yılında AKP’ye geçen Özzeybek şimdi orada MKYK Yedek Üyesi!
***
Akademik camianın MHP’liliğini yakından bildiği bir isim olan Prof.Dr Kemal Üçüncü bunu kendisi de hiç bir zaman saklamadı. Hatta son olarak 22 Mart 2021 tarihinde ODA TV’de kaleme aldığı “30 YIL OY VERDİĞİM MHP’NİN TEMEL YANILGISI” başlıklı yazısında 30 yıldır MHP’ye oy verdiğini ve MHP’nin kendisi için “Baba ocağı” olduğunu ifade ederek şu anki MHP yönetimine partinin daha iyi noktaya gelmesi için gördüğü eksikleri ifade ediyordu.
Efendim çok değil 6 ay önce “Baba ocağım” “30 yıldır oy verdiğim parti” diyerek MHP’ye eksiklerini gidermesi için yazı kaleme alan Prof.Dr. Kemal Üçüncü bugün nerede dersiniz? Bundan sadece 14 gün önce 16 Eylül 2021 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu tarafından CHP AR-GE Bilim, Yönetim, Kültür Platformu Akademik Danışmanlığı görevine atandı…
***
Şimdi sizlerle takvim yapraklarını daha da geriye, 1990’ların ortalarına doğru saracağız…
1990’ların başındaki ANA-YOL ve ortasındaki REFAH-YOL iktidarında dönemin DYL lideri Tansu Çiller’in “Danışmanı” ve “Beyni” konumunda olan ve bu koalisyon hükümetlerinin kurulması esnasında DYP ile diğer partiler arasında yürütülen süreçte mekik diplomasisi yöneten bir isim vardı: Şükrü Karaca.
Şükrü Karaca Çiller’in dönemin “Derin devlet” ilişkilerinin vücut bulmuş hali olan o meşhur “Bu devlet için kurşun atan da kurşun yiyen de şereflidir” sözlerinin metin yazarı olacak kadar Tansu Çiller ve DYP üzerinde etkili bir isimdi. Bu arada Şükrü Karaca,Çiller’in danışmanlığını yaparken en yakın mesai arkadaşı FETÖ tutuklusu Mümtazer Türköne.
Keza Susurluk Skandalı’nın en kilit isimlerinden İbrahim Şahin’in en yakın olduğu isimlerden birisi de aynı Şükrü Karaca…
Ve aynı Şükrü Karaca “Derin” Mehmet Ağar’ın da, Erkan Mumcu’nun da “Danışmanı”…
2014 yılında bir kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğinde yaptığı son “Kritik görev” ise neydi dersiniz? Evet Şükrü Karaca vefat ettiğinde CHP Genel Başkanı Danışmanı unvanını taşımaktaydı ve Kemal Kılıçdaroğlu tarafından bizzat partiye getirilmişti!
***
Güneydoğu siyasetini bilenler KIRVAR AŞİRETİ’nin siyaset üzerindeki etkisini de bu aileninm AKP ile yakınlığını da gayet iyi bilirler.Zaten ailenin en önemli isimlerinden Ahmet Karavar 21. Dönem AKP Milletvekili olarak Meclis’te de yerini almıştı.
KIRVAR AŞİRETİ’nin Kocaeli’ndeki kolundan Cuma Karavar ise bölge siyasetinde etkili bir isimdi ve eşi Ümmühan Karavar ise Alikahya Belde Kadın Kolları Başkanlığı görevi yapmaktaydı.
Ancak bir sabah kalktık ve öğrendik ki Cuma Karavar artık CHP’ye “GENEL BAŞKAN DANIŞMANI” yapılmıştı!,
***
Yıllarca DYP adına merkez sağın en önemli isimlerinden bir tanesi hiç şüphesiz Cemil Erhan oldu. 1938 doğumlu Cemil Erhan ilk kez 1969’da Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’nden meclise girerken daha sonra yine Demirel ile birlikte DYP’den 1991 ve 1995’te TBMM’ye vekil olarak gitti.
Demirel Cumhurbaşkanı seçilip, Çiller DYP Genel Başkanı ve Başbakan olunca kurulan yeni kabinede Cemil Erhan 8 ay Devlet Bakanı olarak görev aldı.
Ve 2014 yılında 76 yaşına geldiğinde bir anda Cemil Erhan “Siyasete geri döndü” Evet 74 yaşındaki Cemil Erhan 2014 yılında Kılıçdaroğlu’nun ısrarlı talebi ile “Danışman” yapıldı, yetmedi 7 Haziran seçimlerinde bir de CHP’den milletvekili adayı yapıldı!
***
Bu meşhur “Danışmanlardan” en bilineni malumunuz Mustafa Kemal Atatürk’e “Kefere” diyen eski Fazilet Partisi ve HAS Parti kurucusu Mehmet Bekaroğlu. Sayın Kılıçdaroğlu Mehmet Bekaroğlu2nu önce vekil, sonra PM ve MYK üyesi, sonra genel başkan yardımcısı yaptı. Örgütün hiç bir zaman kabullenmediği Bekaroğlu’nu delegeler çizip liste dışı bırakınca bu kez de kendisine “Danışmanlık” görevi verildi.
Son olarak memlekette CHP kadrolarından,parti örgütlerinden yetişen sağlık alanında donanımlı bir tek kişi kalmamışçasına AKP’den transfer edilen eski AKP Milletvekili (23.Dönem) Rüstem Zeydan Sn.Kılıçdaroğlu tarafından önce yakasına bizzat rozet takılarak partiye “Transfer” edildi,sonrasında ise “Sağlık Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Danışmanı” unvanı kendisine verildi.
***
Şimdi siz bunun üzerine HAS PARTİ’de Mehmet Bekaroğlu ile birlikte “Kurucu” olan Cihangir İslam’ın bizzat Sn.Kılıçdaroğlu tarafından alkışlarla rozet takılıp partiye “Transfer” edilişini, Atatürk ve Cumhuriyet ile sorunu olan 2. Cumhuriyetçilerin, etnik siyaset savunucularının, partiye doldurularak partinin ideolojik hattından kopartılışını, “Ömrünü CHP ile mücadeleye adadığını” övünerek söyleyen Davutoğlu’na “Dostum”, AKP’nin ülkeyi bugüne getiren tüm politikalarının hemen hepsinin altında imzası olan Ali Babacan’a “Siyasetin yükselen yıldızı” diyerek temize çeken CHP Genel Merkez yönetim kadrolarının 9 seçim kaybedip “İFLAS ETMİŞ” “SAĞA AÇILMA” politikası üzerinde halen ısrar edişini ekleyin…
CHP bu yönetim kadroları ve bu yönetim kadrolarının partiye “Danışman” “PM üyesi” adı altında monte ettikleri bu kadrolar ile AKP’den çok da farklı olacak bir siyaseti inşa etmesi mümkün değildir, hele hele sol ve kırmızı çizgileri olan bir politik duruşu bu yönetim kadrolarının uygulanmasını beklemek safi hayalciliktir.
Bu hamleler, bu “TERCİHLER” açık ve net biçimde CHP’nin siyaseten içinin boşaltılmasını sağlamak ve kaldıracın “Terbiye edilmiş” sol ayağını oluşturması için gayet bilinçli ve sistematik olarak atılan adımlardır. Seçilen “Dostlar” da bu amaca yönelik ve bu amaca uygun “Dostlardır”
Ancak CHP yönetimi hala hangi partiyi yönettiğinin farkında değil zira bu parti başka bir partiye benzemez ve kendilerine gereken cevabın bizzat örgütler tarafından verilmesine az kalmıştır.
Bunun için korkudan yaptırmadıkları olağanüstü ilçe kongrelerine, il başkanlarının ağır eleştirilere maruz kalıp salondan kaçarcasına çıktığı il,ilçe danışma toplantılarına ve genel merkez adayının fark yiyerek kaybettiği olağanüstü ilçe kongrelerine bakmak yeterlidir.
Ve emin olunuz bu rahatsızlık CHP Genel Merkezi’nde iyiden iyiye hissedilmeye başlanmıştır.
***
Ve işte o nedenle “Aman ağzımızın tadı kaçmasın,aman eleştiri yapmayalım AKP’ye yaramasın, aman kol kırılsın yen içinden kalsın” hele hele de “Aman yeter ki AKP gitsin de nasıl giderse gitsin her yol mübah” demek yapılacak en büyük hatadır. Zira Türkiye AKP’nin yarattığı büyük tahribat sonrasında “İsmi değişik” ama kendisi çok da farklı olmayan bir 2. “AKP İktidarını” taşıyamaz.
Evet CHP bu ülkenin umududur,evet CHP bu ülkenin aydınlık yüzüdür, evet CHP bu ülkenin dünü,bugünü ve yarınıdır, evet CHP bu ülkenin gerici-faşist zihniyete karşı çekilen setidir ve evet CHP bu ülkenin meydan savaşlarında kurulan kurucu partisi ve “SİYASİ HAFIZASIDIR”
Ancak bugün bu partiyi yöneten kadrolar ile CHP’nin tarihsel misyonu ve tarihe karşı sorumluluklarını yerine getiremediği de getiremeyeceği de açıktır.CHP’yi bugün yöneten kadrolar “CHP’yi dönüştürme ve küresel sisteme kayıtsız şartsız itaat eden, değerlerinden ve ideolojik hattından kopartılmış bir parti dizayn etme” çabasını tüm “İncelikleri” ile sergilemektedirler.
İşte o nedenle CHP değil, CHP’yi yöneten kadrolar değişmelidir… Ve tam da işte o nedenle CHP KURTULMADAN TÜRKİYE KURTULMAZ!
________________________________________________________________________________________________
BAĞIMSIZ GAZETECİLİĞE DESTEK OLMAK İÇİN;
“Sizler için kimseye diyet borcu olmadan, hiç bir kurum, kuruluş yahut kişiden “Fonlanmadan”, “tam bağımsız” ve özgür şekilde bugüne kadar yaptığımız gazeteciliği daha güçlü biçimde sürdürebilmemiz için siz de destek olmak isterseniz; aşağıdaki linkten PDF formatında yayınlanan, Türkiye’nin tamamen dijital olarak yayın yapan tek özel ve dosya haber dergisi KRİPTEKS E-DERGİYE yıllık abone olabilir, DİJİTAL KİTAPLARIMIZDAN (e-kitap) satın alabilir, yahut Youtube kanalımıza abone olup KATIL butonundan kendi belirlediğiniz miktardaki desteklerinizle bağımsız gazetecilik mücadelemize destek olabilirsiniz...”
DİJİTAL BOOK STORE SANAL KİTABEVİ:
YOUTUBE KANALI LİNKİ:
https://www.youtube.com/channel/UCPGcaaw3vhHiBv9XL0hVG0w
KRİPTEKS E-DERGİ YILLIK ABONELİK LİNKİ:
HABER ALTERNATİF’İN ANDROİD CİHAZLAR İÇİN ÜCRETSİZ MOBİL UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN:
https://play.google.com/store/apps/details?id=com.haberalternatif.dro