Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, yerel seçimlerde adaylık sürecine, sosyalist belediyecilik örneklerinin yaygınlaştırılması için yürütülen çalışmalara ve ittifaklara ilişkin açıklamalar yaptı.
Halk TV’de Söz Sende programında gazeteciler Gözde Şeker ve Barış Terkoğlu’nun sorularını yanıtlayan Maçoğlu, hangi partiden aday olacağına yönelik soruya “Kurumumuzun genel bakışı Türkiye Komünist Partisi (TKP) ile devam etme yönünde. Başka bir tartışma sürmüyor. İttifak tartışmalarını da hâlâ veriyoruz ve görüşmelerimiz çok iyi gidiyor. Kurumumuz bu konuyla ilgili mevcut partiden devam etme yönünde eğilimi var. Ve başka bir tartışma da söz konusu olmadı” yanıtını verdi.
Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun kurumsal çalışmalarında kooperatifler ve milletvekilliği için 1 dönem, belediyelerle dernek ve federasyon başkanlığı için ise 2 dönem kuralı olduğunu belirten Maçoğlu, mecliste kendisiyle ilgili bir dönem daha uzatılma kararının çıktığını ve bunun deklare edildiğini söyledi.
Farklı yerlerden aday olacağına yönelik açıklamalardan haberi olmadığını ifade eden Maçoğlu nereden aday olacağının henüz netleşmediğini vurguladı.
“Verilecek görev nerede olursa olsun benim için çok önemli. Kurumumuzun 2004’ten beri yerel yönetimlerle ilgili faaliyetleri ya da çalışmaları söz konusu. Bu çalışmalarda ittifak ve dost kurumlar dediğimiz sosyalist demokratik kurumların tamamıyla ilgili komünist parti ve siyasetlerle tamamıyla ilgili bir ittifak ya da dayanışma tartışmaları sürerken cebinde ve heybesinde ikinci bir b planı yoktur, olmaz. Çünkü biz dostlarımıza karşı ilkeli davranırız, bu önemlidir. Bundan kaynaklı da ayın 15’ine kadar bazı bölgelerde bölgesel, il düzeyinde dayanışma tartışmaları sürüyor, ittifaklar sürüyor.
Süreç içerisinde de nereden aday olduğumu önceden açıklamanın doğru olmayacağını düşünüyoruz. Arkadaşlar buna hassasiyetle dikkat ediyorlar. Çünkü şöyle bir şey oluyor Gözde Hanım “ya zaten siz göstermişsiniz ne diye bir tartışma yürütüyorsunuz” hem inciticidir hem de güven kaybettiren bir durumdur.
Bundan kaynaklı da şu anda 25-26 tane sosyalist kurumlarla görüşmeler yapılıyor. Bunlar çok değerli şeyler çünkü uzun süredir bu tür tartışmalar 2 aya yakındır yapılıyor. Son aşamasına geldiğimiz bu süreçte de hani çıkıp şurada da şöyle adayımız var demek çok doğru değil.”
Nereden aday olacağını saklanacak ya da açıklanacak bir mesele olarak görmemek gerektiğini belirten Maçoğlu, farklı araştırmalar ve anketler yaptırdıklarını, Tunceli Merkez de dahil Türkiye’nin farklı il ve ilçelerine yönelik çalışmalarının olduğunu ifade etti. Maçoğlu kararın “En uygun alanda demokratik kitle örgütleri, siyasi partilerle, yani sosyalist demokrasi kuvvetleriyle bir tartışma sonrasında belirleneceğini” vurguladı.
“Bütün demokrasi kuvvetleri siyasi partiler şöyle diyorlardı: Bu tür çalışmalarda kazanacağımız yerleri özellikle araştıralım bütün kazanılacak yerlerle ilgili tartışmalar sunalım diyorlar. Sadece benim için değil bütün dostlarımızla bütün yoldaşlarımıza ilgili böyle bir çalışma var. Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun da yedi sekiz bölgede çalışması söz konusu.
Biliyorsunuz TKP’nin çalışması var, TİP’in çalışması var, Sol Parti’nin, EMEP’in, HEDEP’in yani ülkede Halkevleri’nin birçok kurumun büyük çalışması var. Nerede ve nasıl girileceğini hepsi bir karara bağlayacaklar.
Benimle ilgili hem ilçe tartışmaları hem il tartışmaları sürüyor. Çok samimi söylüyorum bunu çok içten bir şey söylüyorum böyle bir tartışma sürüyor. Söylediklerimin hiçbiri emin olabilirsiniz ne bir saklama ne başka bir şey. Kendi içimizde tartışırken de böyle.
Kendi iç tartışmalarımızda belki 10-15 yerle ilgili isimler tartışıyoruz ama şurası kesin şurası olması lazım demek gibi bir şey yok. Çünkü çok iyi ilişkiler gelişiyor şu anda yani mesela sosyalist partilerle çok iyi ilişkiler ve çok iyi tartışmalar sürüyor. Dikkat de ediliyor, bunlar bizim için çok değerli. Şöyle bir şey yapmak çok etik olmaz; bu kadar 2 ay boyunca yapılan çalışmalara ben burada ya evet burası ya da buraya yakın demem hem onlara da haksızlık olacak gibi.”
Hangi partiden aday olacağına yönelik Medyasope‘ta yayımlanan önceki açıklamalarının eksik bırakıldığına ya da yanlış algılanmış olabileceğine de dikkat çeken Maçoğlu, SMF’nin genel eğiliminin Türkiye Komünist Partisi’yle ittifaka devam etmek olduğunu ve bu konuda başka bir tartışmanın olmadığını ve bu ittifakı samimi gördüğünün altını çizdi.
“Kurumumuzun aslında genel bakışı mevcut Türkiye Komünist Partisi’yle bu şekilde devam etme meselesi. Öyle bi başka bir tartışma sürmüyor. Tabii ittifaklar sonrasında, bu ittifaklar nasıl sürecek yani ittifaklar devam edecek mi bölünmeler olacak mı ya da ayrışmalar olacak mı bilmiyoruz ama en azından şimdi çok iyi gidiyor.
Yani şöyle diyelim herkesin ya yani zaman zaman bazı bölgelerle ilgili tartışmalar olsa da iyi gidiyor, ben öyle görüyorum. Bir de samimi görüyorum açık söylemek gerekirse ama kurumumuz bu konuyla ilgili en azından mevcut süreçte girdiğim partide devam etmeyle alakalı bir mesele söz konusu.
En azından bununla ilgili hiçbir hayır bu da düşünülüyor ya da bu da tartışılıyor tartışması sürmedi onu söyleyeyim. Sonuçta ittifaklar dediğimiz gibi o gün sonuçlandığında eğer bir ayrışma bir tartışma olmazsa bugünkü durumuyla devam edeceğiz. Bizim, SMF’nin genel eğilimi bu böyle gidiyor. Bunun dışında da bir tartışma sürmedi.”
“SOSYALİSTLER DAHA ÇOK SORUMLULUK ALMALI”
Diğer sol, sosyalist partilerle de iyi ilişkiler kurduklarını belirten Maçoğlu, ülkenin mevcut koşullarında sosyalistlerin daha fazla sorumluluk alması gerektiği değerlendirmesini yaptı.
”Bütün dost kurumlarla sıcak ilişkiler kuruyoruz. TİP ile SOL Parti ile Halkevleri ile EMEP ile dost ilişkiler kuruyoruz. Yoksulluğun bu kadar gerçekten insanı zor duruma soktuğu, eğitimden sağlığa, doğaya ,yaşam koşullarından insanların kazanımlarına, barınmaya kadar bu kadar sorun yaşandığı bir dönemde sosyalistlerin, demokratların, aydınların, ilerici kesimlerin tamamının; yani gerçekten vicdanlı insanların artık bu süreçte bir somut bir sorumluluk alması gerekiyor. Biz bunu çok önemsiyoruz. Ülkenin genel gidişi gerçekten hepimizi kaygılandırıyor, hepimizi ürkütüyor.
Bu meselelerde herkesin siyaset ayırmaksızın demin saydığım kriterler doğrultusunda herkesin sorumluluk üstlenmesi lazım. Bugün bunu burjuva siyasetine bırakamayız. Bugün bunu sömürüyü insanların iliğine kadar hissettiren anlayışlara, partilere bırakamayız. Sosyalistler bu meselelerde hakikaten sorumluluk almak zorunda. Bu bir zorunluluk. Deprem bölgesinde yıkıntıların nereye atacağı ile ilgili bile plan yapmayan bir ülkede önümüzdeki süreçte asbestli boyalı ve çeşitli kimyasal durumlarla ilgili suya karışmış ya da tarım arazisine karışmış bütün kimyasallara karşı insan sağlığının ne kadar kötü olduğu bir ülkede, bunun planlaması yapılmayan bir ülkeyi düşünün. Buraya baktığınızda bile hepimiz kaygı duyuyoruz.
TKP’de 10 yıldır belediye başkanlığı yapıyorum bir tek kez tartışma yaşamadık bu çok değerli 85 milyonun 5 milyonu belki ekonomik olarak yaşamını rahat sürdürüyor ama 80 milyonunun partisi yok aslında. 80 milyonun ekmek partisi var. 80 milyonun sağlık, eğitim partisi var. Bunun dışındaki her şey talidir, esas değil yani. Bizler de bunun sorumluluğuyla bu bilinçle hareket ediyoruz.
Dost kurumlarımızın tamamıyla ilişkilerimiz gerçekten iyi gidiyor. Mesela dokuz buçuk yıldır, on yıldır Türkiye Komünist Partisi’nde Sosyalist Meclisler Federasyonu’nun bir faaliyetçisi olarak belediye başkanlığı yapıyorum. Bir tek kez bir tartışma ya da bir çelişki yaşamadık. Bu çok değerli bir şeydir. Birbirimizi anlamak, birlikte bu işleri yürütmek çok değerli bir şey. Bu anlamıyla da buna dikkat etmeye çalışıyoruz.”