Celal Eren ÇELİK
Tarih 8 Nisan 2014…
CHP GENEL BAŞKANI Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye Büyük Millet Meclisi koridorlarında yürümekteydi…
Bir anda ortaya çıkan bir kişi Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırdı ve yumruk attı…
O kişinin adı Orhan Övet’ti…
CHP’nin ortalığı ayağa kaldırması beklendi ama hiç öyle bir şey olmadı… 1-2 beyanat,1-2 hamasi açıklamadan başka hiç bir ciddi tepki gelmedi..
Kemal Kılıçdaroğlu’nu yumruklayan Orhan Övet olaydan kısa süre sonra girdiği cezaevinden tahliye oldu ve elini ko0lunu sallaya sallaya gezmeye devam etti.
CHP susmuştu…
***
Tarih.. 6 Haziran 2016
Vezneciler’deki terör saldırısında 2 polis memuru şehit olmuş, tüm Türkiye’nin yüreği yanmıştı ve işte 6 HAZİRAN 2016 tarihi şehit polislerimize karşı son görevin yapılıp, onların ebediyete uğurlandığı cenaze töreninin tarihiydi.
Cenaze töreni Fatih Camii2nde kılınacaktı ama öncesinde gerginlik yaşandı.
Kılıçdaroğlu’nun cenazeye gönderdiği çelenk parçalandı.Kılıçdaroğlu ortam sakinleşsin diye minübüsünden çıkmadan bekledi. Ortalık sakinleşince cenaze töreni için camiye geldi.
İşte tam da o anda Kılıçdaroğlu’nun önüne bir “Mermi” fırlatıldı. Bu mafya jargonunun en bilindik “Tehdit” mesajlarından birisiydi.
Mermiyi atan kişi önce gözaltına alındı ama sonra kendisine hiç birşey olmadı.
CHP’nin yeri göğü yıkmasını bekledi herkes…
Ama CHP’den de Kılıçdaroğlu’ndan da 1-2 cılız ses dışında ses çıkmadı…
***
Tarih…25 Haziran 2016
CHP konvoyu Artvin’e doğru yola çıkmıştı… Güzergah belliydi ve halkla buluşmaya gidiliyordu.
Konvoy tam Artvin’in Şavşat ilçesinden Ardanuç ilçesine gittiği sırada Yanıklı köyü yakınlarında saldırı düzenlendi.Saldırıyı PKK üstlendi.Saldırıda 1 jandarma eri şehit oldu,2 asker yaralandı.
Terörün kaotik ortamındaki 1980 öncesinde,İzmir Çiğli Havaalanı’nda 29 Mayıs 1977’de CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’e düzenlenen ve Ecevit’in kılpayı kurtulduğu suikasttan 39 sene,18 Haziran 1988’de ANAP Büyük Kongresi’nde dönemin ANAP lideri ve Başbakanı Turgut Özal’a karşı düzenlenen suikasttan 28 sene sonra ilk kez bir siyasi parti liderine açıkça suikast düzenlemişti.
CHP’nin yeri göğü inletmesi beklendi…
Ama boşa bekleniyordu zira CHP‘den yine 1-2 cılız ses dışında tepki gelmedi,olayın akıbetinin peşine düşülmedi…
CHP yine “Susmuştu”…
***
Tarih… 29 Ekim 2016…
Tüm yurtta olduğu gibi o gün Aydın’da da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlanıyordu…
Aydın’da resmi kutlamalar Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilmişti ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan da partisini temsil etmek üzere Aydın Milletvekili olarak oradaydı…
Tören bitti,Bülent Tezcan bir resim sergisini gezdi, sonrasında bir restoranda yemek yerken bir kişi geldi ve Bülent Tezcan’ı silahla yaraladı…
CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI’na kurşun sıkılmıştı…
Bu kez büyük bir tepki gelmesine kesin gözü ile baktı herkes…
Ama nafile bir bekleyişti zira CHP yine “Susacaktı”…
Yine 1-2 cılız çıkışın dışında güçlü bir tepki veremeyecekti…
***
Tarih 21 Nisan 2019…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’nın Çubuk ilçesindeki şehit cenazesine katıldı…Ortalık gergindi bir süre sonra ipler koptu,Kılıçdaroğlu linç edilmekten son anda kurtuldu…Bu arada CHP GENEL BALKANI Osman Sarıgün adındaki vatandaş tarafından yumruklandı…
CHP GENEL BAŞKANI yumruklanmış, linç edilmekten MHP’li vekiller tarafından kurtarılmıştı…
CHP yine ortalığı ayağa kaldırmadı ,kaldıramadı…
Üzerine CHP GENEL BAŞKANI’na yumruk atan şahıs AKP tarafından korundu, arkasında duruldu ve elini kolunu sallaya salaya dışarıya çıktı…
Aradan zaman geçti, olay unutuldu…CHP yine susmuştu…
***
Ve bugün…Yani 17 Kasım 2020…
Alaattin Çakıcı, “Ulan Dürzü” diye başlayan mektubu ile çok ağır ifadeler kullanarak CHP GENEL BAŞKANI Kemal Kılıçdaroğlu’nu tehdit etti…
“CHP ne diyecek, anında en üst makamlarınca bu mektuba sert bir cevap verecek mi?” diye merak edenler yine hayal kırıklığına uğradı…
Zira CHP’den yine SAATLERCE çıt çıkmadı,parti saatlerce ölü taklidi yaptı…Anında en üst düzeyde açıklama ile tepki verilmesi gereken olayda sadece milletvekilleri bireysel ve hamasi Tweetler attılar…
Kurumsal tepki gösteremeyen CHP asılnda yine “Sustu”
***
Evet CHP susuyor, CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI konuşamıyor, tepki veremiyor…
Tıpkı Ali Erbaş Atatürk’e hakaret ederken sustuğu, Atatürk’ün emaneti olan Türk Tarih Kurumu’nun başına ENSAR VAKFI yöneticisi atandığı zaman sustuğu, tıpkı Atatürk’ün emaneti olan İŞŞ BANKASI hisseleri AKP tarafından CHP’nin elinden alınmak istediği zaman sustuğu gibi…
***
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanlık makamı sıradan bir makam değildir….
O makam karşısında 7 düvel varken korkmamış, hakkındaki idam fermanlarına boyun eğmemiş, Trablus’ta sokak sokak düşmanla çarpışıp yaralanmış, yağmur gibi yağan kurşunlar karşısında Çanakkale’de askerlerinin önünde düşmanla çarpışıp kendi askerine de “Size ölmeyi emrediyorum” diyen ve Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün makamıdır…
O makam darbeciler Meclis’i kuşatıp, Cumhurbaşkanlığı’nda bulunan tüm parti liderlerini kendi tarafında geçen Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı tarafından tutuklamak üzere olan darbenin lideri Albay Talat Aydemir’den herkes korkup bir köşeye sinmişken, bir dakika bile geri adım atmayıp,Cumhurbaşkanlığı’nı bir karargaha çevirerek direnen ve Albay Talat Aydemir darbesini püskürten İsmet Paşa’nın makamıdır.
O makam ABD’nin baskılarına boyun eğmeyip, verdiği gözdağlarından korkmayıp Kıbrıs’a çıkan, ABD’nin talebi olan “Afyon ekimini yasaklayan” talebini elinin tersi ile iten, İzmir Çiğli Havalimanı’nda suikasta uğradıktan sonra yoluna hiç bir şey olmamış gibi korkmadan devam eden, 3 Haziran 1977’de gerçekleştireceği Taksim mitinginde dürbünlü tüfek ile öldürüleceği kendisine dönemin Başbakanı Demirel tarafından bildirildiğinde radyodan bunu açıklayıp “HİÇ BİR PARTİLİMİZ GELMESİN AMA BEN VE EŞİM YARIN ORADA OLACAĞIZ” diyerek, suikast ihbarına rağmen korkusuzca 3 Haziran günü Taksim’e miting için gelen ve o gün kendisini yalnız bırakmayan yüzbinleri de o meydanda toplayan Bülent Ecevit’in makamıdır.
O makam ABD’nin tüm stratejik planlarının alt üst olmasına neden olacak 1 Mart tezkeresinin reddedilmesini sağlayarak tarihe geçen, Özal’ın en kudretli günlerinde kimse Özal’a çıtını çıkartamazken 1989’da Özal’a “Sivil diktatör” diye ilk çıkışı yapan Deniz Baykal’ın makamı…
***
CHP tarihinin hiç bir döneminde bu denli cüretkar ve somut şekilde fiili saldırılara uğramamış, hiç bir CHP Genel Başkanı ve tabii ki Genel Başkandan çok daha önemli olan CHP GENEL BAŞKANLIK MAKAMI hiç bu kadar aşağılanmamış ve hiç bu kadar “Şamaroğlanına” döndürülmemiştir.
Bu yaşananların olmasına ses çıkartmayan,göz yuman,faillere tek bir işlem yapmayan AKP iktidarı kadar, korkusundan yaşanan bunca rezalete karşı esaslı ve ses getiren bir duruşu, bir tepkiyi gösteremeyen CHP GENEL BAŞKANI başta olmak üzere üst düzey tüm kadrolar da bu rezaletlerden,bu kepazeliklerden sorumludur.
Sn.Kılıçdaroğlu bilmelidir ki CHP GENEL BAŞKANLIK MAKAMI diğer partilerin Genel Başkanlık makamına benzemez…O makamı oldurabilmek gerekir,o makamın tarihi ağırlığını bilmek ve ona uygun davranmak, o ağırlığı taşıyabilmek gerekir…
Ve her şeyden önce Sn.Kılıçdaroğlu bilmelidir ki “KORKAKLAR O KOLTUKTA OTURAMAZ”