6 yaşında evlendirilmesinin ardından cinsel istismara uğradığı ve şiddet gördüğünü söyleyerek dava açan Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G.’nin ailesi, hastane kayıtlarına rağmen kızlarını nüfusa 3 yaş geç yazdırdığını iddia etti. 6 yaşında nikâh kıyıldığı iddiasını reddetti. Aile, “akıllı telefon” aldıktan sonra kızlarının değiştiğini söyledi.
Independent Türkçe’den Cihat Arpacık imzalı haberde, 6 yaşında evlendirilen H.K.G.’nin ailesinin iddialarına yer verildi. Ailesi, genç kadının yaşı konusunda, nüfusa 3 yaş geç yazdırıldığı iddiasında bulunurken, ne 6 ne de 9 yaşında bir nikâh kıyılmadığını iddia etti. Aile, H.K.G’nin Kadir İstekli’den ders aldığını kabul etti. Aileye göre, H.K.G,. resmiyette 14, ancak gerçekte 17 yaşındayken Kadir İstekli tarafından babasından istendi.
Haberde yer alan bilgilere göre, ailesi genç kadının aslında mutlu bir hayatı varken birden değiştiğini savunurken; şu iddiaları öne sürdü:
‘ÇOCUĞUNU KAYBETTİKTEN SONRA PSİKOLOJİK SORUNLARI OLDU’
“Bir süre sonra Kadir İstekli’ye ailesine ve cemaate yakın olmak istemediğini ve başka bir yerde yaşamak istediğini söyledi. Fakat Kadir İstekli, bu isteği kabul etmedi. Kadir İstekli, evden ayrılmadan 1,5 yıl önce tekrar hamile kaldı, ancak hamileliğinin 5. ayında çocuğunu kaybettikten sonra onda psikolojik sorunlar baş gösterdi. İlaç kullanmaya başlayan H.K., evde başka varlıklar gördüğünü söylemeye, kendisine zarar vermeye ve kardeşlerine ve çocuğuna karşı da şiddete varan hareketler sergilemeye başlamıştı. Baba Y.Z.G., diğer aile fertlerine, ‘H.K. zor bir süreçten geçiyor. Ona yardımcı olalım’, Kadir İstekli’ye de, ‘kızım ne isterse yap, maddi anlamda zorlanırsan bizden yardım iste’ dedi. Ancak o güne kadar başka şehirlere tatile giden, umre ziyareti yapan, AVM’lerde alışverişe çıkan H.K., kocasıyla bir yere gitmek istememeye başladı.”
‘PSİKİYATR ONA ‘ÇARŞAFI AT’ DEDİ’ İDDİASI
Aileye göre, sürecin en hassas noktası, H.K.G.’nin, “akıllı telefonla tanışması” ve “son gittiği psikiyatrın profili” oldu.
İddiaya göre, o psikiyatr, H.K.G.’ye, “Senin bir kimliğin yok. Çarşaftan çıkmazsan, boşanmazsan, ailenden uzaklaşmazsan huzur bulamazsın” dedi. H.K.G., o psikiyatrın etkisinde kaldı.
Bir diğer iddia ise, H.K.G’nin İzmir’de bir radyoda çalışan biriyle yeni aldığı telefondan sürekli yazıştığına yönelik. G. ailesi, durumu Kadir İstekli’ye anlatmadıklarını ve H.K.G.’ye böyle şeyler yapmaması konusunda ısrarcı olduklarını öne sürdü.
“Evden kaçtıktan sonra onu aradık, emniyet ‘yerini biliyoruz ama size söyleyemeyiz’ dedi”
H.K.G.’nin bu radyocuyla yaptığı konuşmaları okuduklarını ve söz konusu ismin H.K.G.’ye, “sen paraları ve altınları al gel, biz sana yer hazırladık” dediğini iddia eden aile, şöyle devam etti:
“H.K.G., bazı kişilerin yönlendirmesi ile ailesinden ve ailesinin benimsediği yaşam tarzından kaçmaya hazırlanıyordu. Evden kaçınca hem baba Y.Z.G., hem de Kadir İstekli onu aramaya başladı, emniyete haber verdi. Akşam emniyetten aradılar, ‘kızınız bulundu ama size yerini söyleyemeyiz’ dediler. Bir gün sonra baba Y.Z.G. ve Kadir İstekli, ifade vermek üzere emniyete çağrıldı. Emniyette, ‘kızınız sizden şikayetçi’ denilerek nezarethaneye alındılar. Önce savcılığa sonra mahkemeye sevk edildiler. Hâkim aksi delilleri görünce imza vermek kaydı ile iki ismi de serbest bıraktı. Bir süre sonra H.K.G.’nin Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi’nde (ŞÖNİM) olduğunu öğrendik. Defalarca dilekçelerle müracaat etsek de bir yanıt alamadık. Bakanlık, H.K.’ye avukat atamıştı. Avukat aracılığıyla H.K.’nin sesini duymak istesek de duyamadık.”
‘BOŞANMAK İSTEYİNCE ZORLUK ÇIKARMADIK’
1 yıl sonra H.K.G.’nin Kadir İstekli’den boşanmak istediğine dair bir haber aldıklarını aktaran aile, bu talebinde de hiçbir zorluk çıkarmadıklarını söylüyor. Anlaşmalı yapılan boşanmada çocuğun velayetinin annede kaldığını, H.K.G.’ye bir de nafaka bağlandığı bilgisini veren aile boşanma davasının görüldüğü günü şöyle anlattı:
“Annesi, bir yıldan beri görmediği kızını görme umuduyla mahkemeye gitmişti. H.K.G. onlarca polisin arasında geldi. Tesettürünü çıkarmıştı. Annesi bu durumu görünce fenalaştı.
Anne, abi ve iki kız kardeş İzmir’e gitti ve hem H.K.G.’yi hem de çocuğunu gördüler. H.K.G. kalkmak isteyince annesi F.G., torununun biraz daha yanında kalmasını istedi. H.K.G., bunu duyunca tek başına masadan kalkarak gitti. Çocuğu annesine abisi alıp götürdü. Bu olaydan birkaç gün sonra hem anne, hem abi, hem de kardeşler hakkında uzaklaştırma kararı geldi. Kararı görünce bir daha H.K’yi rahatsız etmedik. Ancak babası avukatı aracılığıyla kızına aylık para gönderdi.