ALTERNATİF HABER-ÖZEL DOSYA HABER
Cihan ÇİFTÇİ
CORONA VİRÜSÜ sonrası Dünya’da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı artık ayan beyan ortadayken özellikle yaşamın hemen hemen her alanına çok daha fazla hakim olacak bir dijitalleşme sürecine girilecek.
Yaşamın her alanı,ekonominin her sektörü,siyasetin bizatihi kendisi bu dijitalleşme dönüşümünden nasibini alırken “Diplomasi” alanının bundan etkilenmemesi ise mümkün değil.,
İşte ALTERNATİF HABER olarak CORONA VİRÜS sonrası dijitalleşecek Dünya’nın “Dijital Diplomasisini” sizler için bir dosya haberde kaleme aldık.
Dosyamızın kapağını kaldırıyoruz…
DİJİTAL DİPLOMASİ NEDİR?
Dijital diplomasi dar anlamda, klasik diplomasi yöntemlerinin internet yoluyla gerçekleştirilmesi ya da dış politika ile ilgili gelişmelerin internet yolu ile çözümlenmesi şeklinde tanımlanabilir. Daha geniş bir tanımlama ile; Dijital diplomasi, devlet politikalarının hem iç kamuoyuna hem de uluslararası topluma internet aracılığıyla anlatılması, internetin imkân tanıdığı tüm mecralarda (Özellikle sosyal medya) birey, grup ve örgütlerle irtibat sağlanarak diplomatik çıktı üretmesidir denilebilir.
Bu anlamda, devletler ya da devlet dışı diğer aktörler vasıtası ile yabancı ülkelerin kamuoyları ile dijital araçlar kullanılarak irtibata geçilmesi de dijital diplomasi tanımına dahil edilmektedir. Yani dijital diplomasinin hedefinin belirli kitlelerle sınırlı olmadığını, onun özellikle sosyal medya hesapları vasıtası ile toplumu oluşturan bireylerin tamamına tek tek etki edebilecek bir yanının olduğu anlaşılmaktadır.
Dijital diplomasinin tanımlaması ve bu kavramın kapsamı düşünüldüğünde, 21.yy. toplumlarının demokratik yollar ile ürettikleri diplomatik birikimin ve kazanımların temel dinamiklerinden biri olan “Yumuşak Güç” kavramının, Dijital diplomasi ile bağlantılı olduğu görülmektedir. Yumuşak güç devletlerin; istediklerini zor kullanmadan, silahlı ya da maliyetli yöntemlere başvurmadan bireyleri, toplumları hatta diğer devletleri kendi saflarına çekebilme yetenekleri olarak tanımlanabilir.
Bu anlamda, kurulan demokrasi ve kültür vakıfları, bilimsel çalışmalar, spor, edebiyat, sanat, sinema, turizm, eğitim kalitesi vb. alanlarda daha çok tercih edilen ve takip edilen ülkeler, yumuşak gücü daha etkin şekilde kullanabilmektedir. Yumuşak gücünü bir iletişim aracı olarak kullanarak diğer devletlerin toplumlarının bakış açılarını etkileyebilen ülkelerin aslında dünyanın en gelişmiş ülkeleri oldukları gerçeği göz önüne alındığında yumuşak güç kullanımının ne denli etkili bir diplomasi yöntemi olacağı fark edilebilir.
DİJİTAL DİPLOMASİ VE “YUMUŞAK GÜÇ KULLANIMI”
Evet, Diplomasinin internet ortamına aktarılması klasik diplomasiye alternatif bir alan açmaktadır. Bu anlamda teknolojik gelişmelerin ve ilerlemenin bir yumuşak güç unsuru olarak kullanılması gündeme gelmektedir. Dijital diplomasi bu anlamda teknolojik ilerleyişin bir ürünü olarak, yumuşak gücün kullanımı çerçevesinde değerlendirilebilir.
Dijital diplomasinin kullanımının en yoğun görüldüğü ülkeler ABD, İsrail ve Birleşik Krallıktır. Bu anlamdan ABD’de, dış işleri bakanlığı bünyesinde oluşturulan “21. Yüzyıl Devlet Modeli” adıyla bir planlama yapılmıştır. Bu planlama ile büyük elçiler ve diplomatlar dijital diplomasi konusunda eğitime tabi tutulmaktadırlar.
İsrail “vatandaş diplomatlar” projesi ile klasik medyada ve sosyal medyada bazı vatandaşları için kendi ülkelerini temsil edebilme imkânı vereceğini duyurmuştur. Ayrıca “Sanal büyükelçiler” ismi ile eğitim alan öğrenciler internet gazeteleri ve sosyal medya hesapları konusunda uzmanlaştırılmaktadırlar. İsrail’in 2009 yılında bir Twitter konsolosluğu açtığı da kayda değer bir diğer bilgidir.
Birleşik Krallık ise sosyal medyanın kullanımı ile ilgili dış işleri bakanlığı tarafından hazırlanmış olan bir bilgilendirme kılavuzu yayımlayarak dijital diplomasi alanında önemli bir adım atmıştır. Ayrıca Birleşik Krallığın Dış işleri bakanlığı bünyesinde dijital diplomasi birimi bulunmaktadır.
DİPLOMASİ TARİHİ DE DEĞİŞECEK
Diplomasi tarihine bakıldığında bu alandaki dönüşümlerin iki ana tetikleyicisinin bulunduğu görülür. Bunlardan ilki uluslararası sistemdeki değişimler diğeri ise teknolojik gelişmelerdir. Covid-19 salgınının dünyanın teknoloji kullanımını artırdığı ve dijitalleşme sürecini hızlandırdığı düşünüldüğünde “Twiplomacy” vb. gibi henüz çok sık duymadığımız kavramlar ile ilgili hızlı bir şekilde toplumsal farkındalık oluşturarak kurumların buna göre modernize edilmesi ve dünyanın bu anlamdaki gidişinin doğru okunması elzem görünmektedir.