İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, basın toplantısında, Yeni Akit gazetesinden soru yönelten muhabiri yanıtlamadı. Soruyu geri çeviren İmamoğlu, “Bence çalıştığınız yer bir gazete değildir. Sizin yayın organınızın sorusuna cevap vermeye tenezzül etmem” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, görevde bulunduğu 18 aylık sürecin değerlendirme için basın toplantısı düzenledi. “Adil, Yeşil ve Yaratıcı İstanbul Yolunda 18 Ay” başlıklı toplantı Haliç Kongre Merkezi’nde düzenledi.
TÜRKÇE KURAN AÇIKLAMASI
Mevlana’nın 747. Vuslat Yıl Dönümü etkinlikleri kapsamında İBB’nin düzenlediği Şeb-i Arus töreninde Kuran-ı Kerim, teşrik tekbiri ve Naat-ı Şerif Arapça değil Türkçe okunmuş ve kadın semazenler de törende erkeklerle birlikte yer almıştı. Bu görüntüler bazı kesimlerden alkış alırken bazı kesimlerin de eleştirilerine neden olmuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bugün partisinin grup toplantısında, İBB’ye tepki göstererek şunları söylemişti:
“Bu zihniyet geçtiğimiz günlerde, ‘Mevlana’nın vuslat yıldönümü töreni’ kılıfı altında, asırların birikimi olan bir geleneği yerle yeksan etmeye kalktı. Milletimizin uzun mücadeleler sonunda yıktığı, Kur’an-ı Kerim’i ve ezanı Türkçe okutma benzeri bir garabet, ‘Mevlevi Mukabelesi’ adı altında İstanbul’da sahnelendi. ‘Allahuekber’ demekten, ‘Lailaheillallah’ demekten, ‘Sadakallahulazim’ demekten imtina eden zihniyetin, 70 yıl sonra yeniden hortladığına şahit olduk.”
Erdoğan’ın çıkışının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada da “Ezanın asli şekli dışında başka bir dille okunması caiz değildir” denilmişti.
‘BENCE DE ARAPÇA…’
Ekrem İmamoğlu, Şeb-i Aruz töreninde okunan Türkçe Kuran tartışmasıyla ilgili “Bence de Arapça okunmalı. Bu işler üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışmasınlar” dedi.
İmamoğlu şöyle devam etti:
“Bir belediye başkanı, oturup da programları yazıp çizmez, hazırlamaz. O bakımdan bu noktada bilgimin olmadığı bir detayla ilgili her türlü eleştiriye de saygıyla yaklaşmak durumunda olan bir belediye başkanıyım. Hata olabilir, eksiklik olabilir; bakıyoruz, araştırıyoruz. Şunu da net ifade edeyim: Bence de Şeb-i Arus töreninde, yüce Kuran’ın Arapça okunması gerekir. Bunu derken, unutmayalım ki, dilimiz bizim için önemli. Dilimizi yok sayarak, anlatırken Türkçemizi düşmanlaştırma çabalarıyla tanımlama yapmanın da büyük bir yanılgı olduğunun altını çizmek isterim.”
ŞEB-İ ARUZ’DA KURAN YOK
Televizyonlarda ve köşe yazılarında, “Bu törende ezan şöyle okundu, böyle okundu” dediğini belirten İmamoğlu şöyle devam etti:
“Bir kere Şeb-i Arus’ta ezan yok. Türkçe ezan istismarı da var burada; çok acı. Bugünün gündemi üzerinden bunu yapan insanların makamları da önemli. Bir cümle bile kurarken, çok dikkat etmesi gereken insanlar da var sürecin içerisinde. Hatta öyle ifadelerde bulunuyorlar ki; ‘Şeb-i Arus’ta naatlar, beyitler de Arapça okunmalı’ vesaire gibi. Bir kere naatlar ve beyitler, Şeb-i Arus’ta Farsçadır. Bu tarzı ve yaklaşımı ortaya koyan, çok ayıp ediyor. Hem Mevlana’nın maneviyatına hem Şeb-i Arus sürecine çok ayıp ediyor.”
‘SİYASİ RANT ELDE ETMEYE ÇALIŞMASINLAR’
İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tekrar ifade edelim ki; Şeb-i Arus’ta ezan yok. Türkçe ezan okunması da söz konusu değil zaten. Bir de bitmeyen bir rahatsızlık var. Bunu da ifade etmek isterim: ‘Vay efendim, Ekrem İmamoğlu niye Kuran okudu?’ Ne büyük bir rahatsızlık yaratmış ya. Çok enteresan. Evet; ben Kuran-ı Kerim’i okudum okurum da. Neden sizi rahatsız ediyor? (…) Siyasi rant için, hele hele oy devşirmek için bunu kullananlar, günahın en büyüğü ile karşı karşıyadır bunu söyleyeyim(…) Karşılarındaki Ekrem İmamoğlu.
Ben de kendimi biliyorum. Bunu söylemek istemezdim ama ben de altılı yedili yaşlardan itibaren dini eğitim almış birisiyim. 10’lu yaşlarda defalarca da köy camilerinde ezan okumuş birisiyim. O yüzden işlerine baksınlar. Bu işler üzerinden, siyasi fayda elde etmeye siyasi rant elde etmeye çalışmasınlar.”
DİYANET’E YANIT
İmamoğlu, Diyanet İşleri’nin birçok konuda açıklama yaptığını belirterek şöyle devam etti:
“Çok değerli bir kurumumuz. Bu kurumla başındaki kişiyi ayırt etmek lazım. O, ne yazık ki siyasi iktidarın temsilcisi halini gelmiş bir kişidir. Özellikle benim seçimimde yaşadığım olayların içerisinde bilfiil, siyasi sürecin ve mekanizmasının bir parçası haline gelmiş durumuyla da bunu ispat etmiş biridir. Dündün beri şaşkın bir biçimde, yine bu sürecin içine ilginç bir dille katılmasını hayretle izliyorum.
Neymiş efendim, ‘Başka bir dilde okunduğu zaman Kuran olamaz.’ Yıllarca basın yazdı, çizdi okudu ve Türkiye’de hayranlıkla takip ettik: Cat Stevens. Biliyorsunuz Müslüman olmuştu ve Yusuf İslam adını almıştı. Cat Stevens, tahmin ettiğiniz gibi Arapça bilen biri değildi. İngilizce okuyarak Müslüman olmayı tercih etti. Yani, çok sığ bir akıl ve çok sığ bir tarif. Yani, Türkçemizi düşmanlaştırmaya çalışmak, başka bir boyuta taşımak çok ayıp.”
AKİT MUHABİRİNE YANIT
İmamoğlu, basın toplantısında kendisine soru soran Akit TV muhabire şu ifadelerle yanıt verdi:
“Şahsını tanımam. Ama temsil ettiğin kurum bir gazete kimliği taşımıyor. Televizyonunuzu bilemem. Bu kimliği taşımıyor aynı ismi taşıdığınız için. Bugünkü Akit gazetesinin manşetinin altındaki haberi okudunuz mu? ‘Hayvan Ekrem’ yazıyor. Onun için ben sizin kurumunuza cevap vermeye tenezzül dahi etmem. Niye? 16 milyonun yöneticisine ve 5 milyona yakın insanın oy verdiği bir insana davranış biçimini düzenleyemeyen, bu konuda haber yapma biçimi ve kalemi sapkınlaşmış, dili bozuk tavırlarla hareket eden bir kuruma bu anlamda cevap vermem.”
(Kaynak:Veryansın TV)