Celal Eren ÇELİK
İYİ PARTİ’nin geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği ve “MİLLET BİZİ ÇAĞIRIYOR” sloganını ana tema olarak kullandığı 2.Olağan Büyük Kongresi maalesef bu kongreden ülkeye ve ülkenin yarınlarına dair verilecek somut projeler,yeni bir vizyon ve stratejilerle altı doldurulmuş mesajlardan çok kongrede yaşanan “Liste Krizi” ile kamuoyunun gündemine damga vurdu.
Kongre salonunda dağıtılan ve GİK ÜYELİĞİNE ADAY OLSALAR DAHİ OY VERİLMEYECEKLER başlığı taşıyan bir “Anahtar liste” ile İYİ PARTİ kongresinde bir “Kurultay darbesi” gerçekleştirildi.
İşte tüm bu yaşananların arka planında olan isim ise Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın’dı ve partinin 14 milletvekili bu durumdan son derece rahatsız olarak,Genel Başkan Meral Akşener’e çıktılar,Koray Aydın’ın yeni Başkanlık Divanı’nda yer almamasını ve siyaseten tasfiye edilmesini istediler.
Dün ise İYİ PARTİ’de yeni Başkanlık Divanı belli oldu.Tabii ki herkesin merak ettiği konu Koray Aydın’ın yeni Başkanlık Divanı’nda yer alıp almayacağıydı.Ve liste açıklandığında partinin 14 milletvekilinin “Kellesini istediği” Koray Aydın’ın Teşkilatlardan Sorumlu Başkan olarak Başkanlık Divanı’da yerini koruduğu görüldü.
***
İYİ PARTİ kongresinde yaşanan liste krizi,sonrasında vekillerin Koray Aydın’a karşı bayrak açması ve sonuç olarak Koray Aydın’ın 14 vekile rağmen konumunu muhafaza etmesi aslında çok önemli ve dikkatle okunması gereken bir husus.
İYİ PARTİ’de yaşanan bu gelişme,Koray Aydın’ın parti yönetimi ve bizzat Meral Akşener üzerinde ne denli büyük bir gücü olduğunu adeta tescillerken partinin geleceği ile ilgili de bazı okumalar yapmamıza olanak sağlıyor.
Öncelikle kongrede GİK ADAYI OLARAK LİSTEDE OLSALAR DA OY VERİLMEYECEKLER listesinde adı geçen Ümit Özdağ’ın tamamen pasifize edilerek siyaseten tasfiye edilmiş olması önemli. Zira Ümit Özdağ İYİ PARTİ kuruluş çalışmalar safhasındayken, partinin siyasal yelpazedeki konumunu siyasi yelpazenin sağından da,solundan da herkesin yer alacağı “MİLLİ MERKEZ PARTİ” olarak tanımlamıştı.
Aslında parti içerisindeki ilk fikri ayrılığın burada yaşandığını söylemek de hiç yanlış olmaz.Zira Meral Akşener partiyi “MERKEZ PARTİ” olarak tanımlarken, bir diğer önemli kurucu isim olan Ümit Özdağ “MİLLİ MERKEZ” tanımı ortaya koyuyor ve “Tek başına Merkez Partisi olmak bir anlam ifade etmez” diyordu.
Yani İYİ PARTİ sadece MHP’li küskünlerin,eski ülkücülerin değil,toplumun her görüş alanındaki insanların buluşacağı bir parti olacaktı.
Ancak daha kuruluş aşamalarından itibaren İYİ PARTİ gerçek manada bir “MERKEZ PARTİ” olmayı başaramadı.Partinin kuruluşu esnasında “Vitrine konulan” ve siyasi yelpazenin farklı kesimlerinden gelen önemli isimler vardı.
Kimdi bunlar?
ANAP-DYP geçmişi olan Aytun Çıray,CHP geçmişi olan İlay Aksoy,DYP kökenli Aydın Sezgin gibi isimler…
Peki kongrede “Oy verilmeyecek” isimler olarak belirlenip 2. Liste ile delegelere gönderilen o listede kimin adı vardı.İşte yukarıda saydığımız bu isimlerin.
Yani MHP’de muhalif hareket başlatıp,sonrasında İYİ PARTİ’nin kuruluş aşamasında geçildiğinde bu muhaliflerin hepsine demediği lafı bırakmayan ama bir tek Koray Aydın’ı bunlardan ayırıp “Koray Aydın gerçek bir ülkücüdür” diyen Devlet Bahçeli’nin ülkücülüğünü tescillediği Koray Aydın Teşkilat Başkanı olarak tamamen eski ülkücü kadrolardan oluşan bir teşkilat yapısı kurdu partide.
İşte teşkilatın tamamen eski MHP’lilerden,ülkücülerden oluşmasının partinin yola çıkarken ortaya koyduğu “MERKEZ PARTİ” olma iddia ve vizyonu ile uyuşmadığını savunan isimler ile Koray Aydın’ın liderliğini yaptığı parti içerisindeki ülkücü kadrolar arasında bir savaş ve ayrışma uzunca bir süredir yaşanmaktaydı.
Bu kongre sonrasında savaş bitti,Koray Aydın “MERKEZ PARTİ” olunması ve partideki tüm kadroların ülkücülerden oluşmaması gerektiğini söyleyen ekibi tasfiye etti.
Parti içerisinde her zaman “Potansiyel bir genel başkan adayı” olan ve “MERKEZ PARTİ” kavramının öncüsü Ümit Özdağ ile birlikte parti içerisindeki merkez sağ kanat da tasfiye edildi.
Bu kongre sonrasında İYİ PARTİ’den çok daha milliyetçi dozu yüksek refleksler ve söylemler göreceğiz.İYİ PARTİ ve bu kavgada Koray Aydın tarafını tutan Meral Akşener geniş kitlelere ulaşmak,partiyi toplumun tüm siyasal görüşlerden insanların bir ortak çatısı yapma yerine MHP’nin boşalttığı alana,MHP’den kopan tabana oynamayı tercih etti.
Bu durum ilerleyen süreçte İYİ PARTİ’nin daha önceki “Masa” daveti gibi,Saray’a sıcak mesajlar gönderdiği bir sürecin de başlangıcı olabilir.
***
Gelelim bir başka önemli konuya… Koray Aydın’ın siyaseten tasfiyesini isteyen ve birlikte hareket eden 14 milletvekili,Koray Aydın’ın Başkanlık Divanı’nda yerini koruması ile açık ve net biçimde “Iskartaya çıkartıldı” ve “Yok sayıldı”…
Akşener’in bu tercihi aynı zamanda bu 14 vekile “Bir sonraki seçimde listede olmayacaksınız” demek. Bir erken genel seçim olmaz ise seçimlere 3 yıl varken, yaşanan bu gelişmeler İYİ PARTİ’nin parti grubunda yaşanacak bir bölünmenin de önünü açabilir.
Bu 14 milletvekilinin bazı önemli kanun tasarılarında İYİ PARTİ’den farklı yönde oy kullandığını,TBMM Genel Kurul toplantılarına katılmadıklarını hatta içerinden bazılarının Cumhur İttifkı ile temas kurarak MHP’ye geri döndüğünü görmemiz dahi mümkün olabilir.
Bu nedenle özellikle bundan sonraki süreçte Akşener için parti grubu üzerinde hakimiyet sağlamak eskisine oranla çok daha güç olacaktır.
***
Tüm bu yaşananlar aslında bir büyük “Hesaplaşmanın” öncüsü… O büyük hesaplaşma ise şu an İstanbul İl Başkanı olarak kendisine mevzi kazanan ve tabiri yerindeyse “Güç toplayan” Buğra Kavuncu üzerinden İYİ PARTİ’ye monte edilen “Küreselci” güçler ile İYİ PARTİ’yi erimekte olan MHP’nin alternatifi olarak tasarlayan güçler arasında yaşanacak.
Ve bu hesaplaşma kısa vadede değil orta vadede yaşanacak bir hesaplaşma olacaktır.
Bundan 2 sene önce pek çok mecrada “Orta vadede İYİ PARTİ’nin başında Meral Akşener olmayacak.Partinin başına Koray Aydın geçecek” ifadelerini kullandık,ufukta görünen bu büyük hesaplaşmayı da konuştuk ve yazdık.
Yani İYİ PARTİ içerisindeki Küreselciler ile “neo-MHP” kanat arasında yaşanacak büyük hesaplaşma esnasında partinin başında Koray Aydın’ın olması kuvvetle muhtemeldir.Lakin Koray Aydın’ın yönetim ve teşkilatlanma tarzından İYİ PARTİ tabanında da ciddi bir rahatsızlık duyulduğu da bir başka gerçekliktir.
***
Akşener’in başında olduğu bir İYİ PARTİ 2 önemli özellik taşır:
Bunlardan ilki hiçbir zaman MHP ve Devlet Bahçeli’nin güdüm ve nüfuzu altına girmez.
İkincisi Akşener orta vadede GELECEK PARTİSİ,DEVA PARTİSİ,SP ve DP ile birlikte Türkiye’nin önüne bir 3. İttifak seçeneği koyabilir,siyasette yeni dengelerin oluşmasına neden olabilir.
Ancak Koray Aydın’ın başında olacağı bir İYİ PARTİ Bahçeli ve MHP’nin etkisi altına girmeye çok açık,böylesi bir 3.ittifakı Türkiye siyasetine sunmaktan da bir o kadar uzak olacaktır.
O nedenle Akşener’in acilen yola çıkarken ortaya koyulan “MERKEZ PARTİ” vizyonu ve hedefine yeniden dönmesi gerekmektedir. Bunu yapamadığı taktirde,İYİ PARTİ pek çok kişi için sadece bir hayalkırıklığı olarak kalacak ve hiçbir zaman ülkedeki “İktidara en güçlü alternatif parti” haline gelemeyecektir.
Bu gerçeği birisinin Meral Hanım’a söylemesi gerekmektedir.Zira acı da olsa gerçekler ile yüzleşmek her zaman en doğru olan şeydir….